2023 yılının bahar aylarında Türkiye, beklenmedik bir felaketle karşılaştı: Yüzyılın don olayı. Özellikle tarımla uğraşan bölgelerde büyük hasara yol açan bu don, çiftçileri ve tüketicileri ciddi şekilde etkiledi. Araştırmalara göre, don olayından etkilenen alanlarda tam anlamıyla sadece bir elma yetişti, o da çürük olarak yere düştü. Bu durum, ülkenin elma üretiminde büyük bir kriz yaratmakla kalmayıp, gıda fiyatlarını da uçuracak endişelerine yol açtı.
Don, bahar aylarında aniden gelen soğuk hava dalgaları nedeniyle gerçekleşir. Türkiye'nin tarım yapılan birçok bölgesinde, mart ve nisan aylarında sıcaklıkların aniden düşmesi, meyve ağaçlarının çiçeklenme dönemindeki büyüme süreçlerini olumsuz etkileyebilir. Bu yıl yaşanan don olayları ise, meyve bahçelerini tamamen etkisiz hale getirdi. Özellikle elma ağaçları, mevsim itibarıyla çok duygusal bir dönemden geçiyordu. Çiçek açan ağaçların, bu ani soğukla birlikte çiçekleri ve tomurcuğuları büyük zarar gördü. Çiftçiler, sabaha karşı meydana gelen don topraklarının hortumlarıyla sulanarak korunmaya çalıştı, ama bu yöntem bile yetersiz kaldı.
Don olayının sadece elma mahsulünü etkilemediği; diğer meyve ve sebzelerde de büyük kayıplara yol açtığı belirtiliyor. Dolayısıyla, çiftçiler bu yıl gerçekleştirilmesi planlanan hasattan umudunu kesmiş durumda. Ancak bu durum sadece tarım ürünlerinin geleceğini değil, çiftçilerin ekonomik durumunu da etkiliyor. Tarıma bağımlı küçük ve orta ölçekli işletmeler, bu don felaketi karşısında ciddi maddi zorluklar yaşıyor. Hükümetin bu duruma bir çözüm üretmemesi, çiftçileri daha da endişeye sevk ediyor. Zira, bu yıl elde edilecek gelir kaybı, gelecekte tarım sektöründe büyük bir boşluk yaratabilir.
Birçok çiftçi, kriz anında destek beklerken, kendi önlemleriyle mahalle halkına bahar meyvelerini sunmak için seferberlik başlattı. Hasat sezonu gelmeden önce çiftçiler, ellerindeki mevcut kaynaklarla yerel pazarlarda satış yapmaya çalıştı. Ancak don olayının etkisiyle tarımda yaşanan kayıplar, yerel ekonomilere de zarar verdi. Bu durum, gıda güvenliği sorununu da beraberinde getiriyor. Fiyatların artmasıyla beraber, tüketiciler de etkilenmeye başladı. Bu gibi doğal afetlerin, sadece çiftçileri değil, aynı zamanda tüm toplumu etkilediği bir kez daha gözler önüne serildi.
Sonuç olarak, yüzyılın don olayı Türkiye tarımında önemli bir dönüm noktası yaratacak gibi görünüyor. Çiftçilerin yaşadığı bu zorlu süreç, gıda güvenliğini tehdit ederken, ülkenin tarım politikalarının yeniden gözden geçirilmesini zorunlu kılmaktadır. Gelecek yıllarda benzer olayların yaşanmaması adına, tarım alanında yapılacak yatırımların ve desteklerin artırılması öncelikli bir hedef olmalıdır. İlgili bakanlıkların ve yerel yönetimlerin, çiftçilere daha fazla destek sunarak, tarım sektörünü ayakta tutacak adımlar atması beklenmektedir.