Son günlerde Türkiye'nin merkezinde meydana gelen aşırı yağışlar, Konya ve Ankara'da ciddi bir sel felaketine yol açtı. Özellikle son 24 saat içerisinde yağan yağmur, her iki şehirde de hayatı olumsuz yönde etkileyerek birçok bölgeyi su altında bıraktı. Yerel yönetimler, acil durum ekipleriyle birlikte harekete geçerek hasar tespit çalışmalarına başladılar. Şu an itibarıyla birçok vatandaş evlerinden tahliye edilirken, yollar ve köprüler de sel sularıyla kaplandı. Yetkililer, halkı bu zor günlerde dikkatli olmaya ve resmi açıklamaları takip etmeye davet ediyor.
Konya ve Ankara'da yaşanan sel felaketi, özellikle gece saatlerinde etkisini artırdı. Konya'nın merkezinde cadde ve sokaklar adeta nehir gibi aktı. Ankara'da ise bazı bölgelerde dere yatakları taştı ve evler su altında kaldı. İlk belirlemelere göre, binlerce insanın yaşam alanları zarar gördü. Hükümet, acil yardım durumunu devreye alarak, bölgeye afet yardım ekipleri göndermeye başladı. Sel felaketinin ilk belirtilerinin yağan yağmurlarla ortaya çıktığını belirten meteoroloji uzmanları, bu durumun önümüzdeki günlerde devam edebileceğini açıkladı. Selin etkilediği alanlarla ilgili yapılan ilk değerlendirmelerde, özellikle tarım arazilerinin büyük hasar gördüğü bildirildi. Çiftçiler, bütün emeklerinin sular altında kalmasından dolayı büyük bir kayıp yaşayabileceklerini ifade ediyor.
Yetkililer, bölgedeki acil durum müdahale ekiplerinin yanı sıra, sivil toplum kuruluşlarının da bölgeye yardım göndermesi için harekete geçtiğini belirtti. Olumsuz hava koşullarının etkisi geçene dek halk, özellikle sel sularının yükseldiği alanlardan uzak durmaları konusunda uyarıldı. Devletin üst düzey yetkilileri, durumun kontrol altına alındığının ve gerekli yardımların yapılacağının güvencesini verdiler. Ayrıca, önümüzdeki günlerde benzer olayların yaşanmaması için altyapı çalışmalarının hızlandırılacağı kaydedildi. Sel felaketinin yarattığı zararın boyutları henüz net olarak tespit edilememiş olsa da, yapılan çalışmalara göre binlerce insanın yardıma ihtiyacı olduğu düşünülüyor.
Son olarak, bu felaketin, iklim değişikliğinin etkilerini bir kez daha gözler önüne serdiğini belirtmek gerek. Uzmanlar, uzun vadeli iklim değişikliği politikalarının bir an önce hayata geçirilmesi gerektiğini vurguluyor. Hem doğal afetlere karşı hazırlıklı olabilmek hem de tarımsal üretimi devam ettirmek amacıyla gerekli tedbirlerin alınması gerektiği belirtiliyor. Anadolu'da yaşanan bu felaketten sonra, halkın ve devletin daha dikkatli olmasının öneminin bir kez daha altı çizildi. Hayatlar ve gelecekler açısından büyük bir tehdit oluşturan iklim değişikliğine karşı mücadele etmek ve dayanışı sağlamak, bugün her zamankinden daha fazlası gerekiyor.