Her biri tarihi birer eser gibi görünen eşsiz sanat eserleri, yetenekli bir sanatçının elinde hayat buluyor. “3 günde yapıyorum, görenler tarihi eser sanıyor; hiçbirini satmayı düşünmüyorum” diyen sanatçı, izleyicilerinin hayranlığını kazanmış durumda. Eserleri, hem detaylı işçilik hem de özgün tasarımlarıyla dikkat çekiyor. Peki, bu sanatçı nasıl ilham alıyor ve bu kadar kısa süre içerisinde nasıl bu kadar etkileyici eserler üretebiliyor? İşte bu soruların cevapları, sanat dünyasında merakla bekleniyor.
Sanatçı, çocukluğundan beri sanata duyduğu ilginin kendisini bu noktaya taşıdığını belirtiyor. “Küçük yaşlardan beri resim yapıyordum, ama zamanla üç boyutlu yapıtlar oluşturma hevesim arttı” diyor. Eserlerinde yer alan tarihi izler, ona tarihi eserlerden esinlenerek oluşturma fikrini kazandırmış. Her bir eseri, uluslararası sergilerde sergileme isteğiyle dolu. Ancak sanatçı, bu eserleri satmayı düşünmüyor. “Yaratmanın ve izleyici ile buluşmanın bana getirdiği mutluluk çok başka. Bu eserler benim için birer hatıra” şeklinde ifadelerde bulunuyor.
Sanatçının eserlerinin yapım süreci, göz alıcı detaylarıyla dolu bir yolculuk. İlk olarak, tasarım aşamasında düşünceleri akıllarında şekillendiriyor. Nereden başlayacağını, hangi malzemelerin kullanılacağını ve eserlerin hangi temayı işleyeceğini titizlikle belirliyor. “Bazen bir eski fotoğraf, bazen de tarihi bir hikaye beni yönlendiriyor” diyor. Daha sonra, seçtiği malzemeleri topladıktan sonra ilk adımını atıyor. Eserlerini genel olarak doğal malzemelerden üreten sanatçı, çevre dostu yaklaşımını da burada ön plana çıkarıyor.
Hızlı bir üretim sürecine sahip olan sanatçının en önemli özelliği, sanatına olan tutkusunun yanında, yapıtlarını üç günde tamamlayabilmesi. “Eğer ilham akıyorsa, zamanı dondurmuş gibi hissediyorum. Yoğun bir enerji ile o gün içerisinde eserimi tamamlıyorum” diyor. Gördüğü ilgi de onu motive eden unsurlar arasında. Sosyal medya üzerindeki paylaşımlarında, izleyicilerin olumlu geri dönüşleri ona ekstra bir güç katıyor. Herkesin beğenisini kazanarak, bu eserlerin özgünlüğüne ve sanatına olan saygının artmasını sağlayan sanatçı, bu nedenle kendine güven duyuyor.
“İnsanların eserlerimi birer tarihi eser zannetmeleri beni mutlu ediyor, çünkü bu demek oluyor ki, geçmişle bağlantı kurabiliyorum” diyen sanatçı, eserlerinin hem geçmişi hem de geleceği temsil ettiğini düşünüyor. Onun için sanat, yalnızca bir iş değil; aynı zamanda bir yaşam biçimi. Bu eserlerle birlikte insanlara farklı duyguları, düşünceleri ve hikayeleri aktarmak istiyor.
Yakın zamanlarda, sanatçı bir sergi açmayı planlıyor. Bu sergide, farklı temalardaki eserleri bir arada sergilemeyi hedefliyor. “Sergim, izleyicilere geçmişten günümüze bir yolculuk yapıracak. Her bir eser, farklı bir hikaye anlatıyor.” diyor. Bu sergi ile birlikte, sanatçının eserlerine olan ilginin daha da artması bekleniyor.
Sanat dünyasının geçmişle bugünü birleştiren bu yetenekli sanatçı, izleyicileriyle kurduğu derin bağ sayesinde eserlerini daha da anlamlandırmaya devam ediyor. Hem sanatının derinliği hem de üretim sürecindeki tutkululuk, onu diğer sanatçılardan farklı kılıyor. “Bu eserleri biriktiriyorum, onları satmayı düşünmüyorum. Çünkü bunlar benim için birer hayat parçası” ifadeleriyle, izleyici karşısında mütevazı kalmayı sürdürüyor. Herkesin beğenisini kazandığı bu eserler, sanatçının adını daha da duyuracak gibi görünüyor. Kısacası, bu sanatçı sadece görüntü değil, aynı zamanda derin bir anlam barındıran eserler üretiyor.